Biber acı değildir. Acı, tatlının tersidir ve acıya örnek olarak
kiwinin ya da greyfurdun tadı gösterilebilir. Biber acı değil
yakıcıdır. Bunun tersi ise serinletici olup, buna da örnek olarak nane
veya mentol gösterilebilir.
Biberin yakıcılığı, içinde bulunan
kapsaisin adı verilen bir tür bileşikten kaynaklanır. Bu maddenin büyük
bir kısmı, biberin etli kısmında ve tohumlarında bulunur. Bu nedenle
ucu pek yakıcı olamayan biberin, yenildikçe yakıcılığı daha çok
hissedilir.
Kapsaisin maddesi bibere yakıcılık vermekle kalmaz,
cilde temas ettiğinde tahrişe de yol açar. Hatta bu özelliğinden dolayı
bazı romatizma ilaçlarının formüllerinde de kullanılır.
Yeşil biber
kırmızı olanından daha yakıcı değildir. Yakıcı biberler koyu renkli ve
çok sivri uçludur. Biberler A ve C vitaminleri bakımından çok zengin
olup, sıcak havada yenilen yakıcı biberler insanı terletirler ve terin
buharlaşmasıyla insanda bir serinlik hissi duyulur.
Buna karşın,
biberin içindeki kapsaisin maddesi, insanda tükürük salgısını da
artırır, solunum ve kan basıncında değişimler yaratır, bağırsaklarda
emilimin azalmasına yol açar.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler
sonucunda, diğer kansorejen maddelerle birlikte alındığında, karaciğer
kanserinin ortaya çıkmasında, hızlandırıcı rolü olduğu konusunda ciddi
kuşkular vardır.
Biberden ağzımız yanınca çoğumuz hemen su içeriz ve
bir işe yaramadığını görürüz. Peki nasıl oluyor da, bibrin yakıcı
tesirini su gideremiyor? Sebebi basit, yağ ve su kesinlikle
birbirlerine kaarışmaz. Biberlerin yakıcılık veren maddesi yağlı olduğu
için, ne kadar su içerseniz için onunla birleşmez. En iyi metot ekmek
yemektir. Ekmek bu yağı absorbe der ve mideye taşır.
Bir diğer
etkili yol da süt içmektir. Sütün içindeki kasein maddesi bir deterjan
görevini üüstlenir, biberin yağı ile karışarak ağzı temizler. Bu da
yeterli değilse rakı içilmesi önerilir. Rakı da diğer alkol içeren
sıvılar gibi yağı çözer ve sorunu giderir, ama sonuçları ertesi sabah
ortaya çıkacak başka sorunlar getirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder